Oyun

Oyun

Oyun, çocuğun gelişimi ve iyiliği için gerekli olan evrensel ve vazgeçilmez bir hakkıdır. Çocukluk boyunca gelişimin merkezinde oyun vardır. Oyun spontandır, kendiliğinden olur ve bir iş gibi belli bir amaca yönelik değildir. Çocuğun gelişim yaşına göre bir başkası ile paylaşılır ya da eşlik eder nitelikte olabilir.

Oyunun işlevleri iletişim kurmak, öğrenmek, araştırmak, uyum sağlamak gibi birçok konuyu kapsasa da kısaca oyun çocuğun duygusal, bilişsel, sosyal, ruhsal gelişimi için gerekli kaynakları sağladığı bir alandır. Dil ve bilişsel gelişim, başlangıçta çocukların içsel dünyalarında olup bitenleri tarif etmeye yeterli değildir, yaş büyüdükçe çocukların deneyimlerini tarif edebilme becerileri artsa da, ergenliğe kadar bu işlev öncelikle oyunlar üzerinden sağlanır. Sadece çocuklar için değil yetişkinler için de oyunlar bir geçiş alanıdır ve duygu ve düşüncelerin ifadesini kolaylaştırır.

Oyun, öğrenmenin de sağlandığı bir alandır. Çocuklar, anne babaları ile ilişkide öğrenmeye başlarlar, daha en başta annenin bebeğine oyun benzeri bir ortam kurduğunu, onun ağlamasını, çıkardığı sesleri, huzursuzluğunu ya da gülümsemesini dönüştürdüğünü görürüz, sonrasında ce-e oyunu sırasında küçük çocukların annelerinin orda oluşuna verdiği tepkiler ilk oyunlardandır. Önceleri bir oyuncağı yere atıp geri gelmesini bekleyen bebek, sonrasında yanına gelen başka bir bebeğe oyuncakları uzatır olur. Daha büyüdükçe bu paralel oyunlar, karşılıklı hale gelir, küçük çocuk rol almaya başlar, oyunların içeriği zenginleşir. Hayal gücü ön plana çıkar.

Çocukların oyunlarında o sıradaki gelişimsel mesele ne ise o izlenebilir. Okul çağındaki çocuklarda rekabete, öğrenmeye yönelik içerikler sıktır. Ergenlikte ise oyunlar kılık değiştir, yetişkine yaklaşır ve sosyal içeriklere bürünürler. Her dönemde farklı özellikler taşımakla birlikte, oyun o sırada olup biten meseleleri ele almanın, bunların üstesinden gelmenin bir aracıdır.

Oyun, çocukların gerçek hayatı araştırdıkları, uyum becerilerini artırdıkları bir ara alandır. Oyun oynarken kullanılan malzemeler de bu alandaki araçlardır. Bu nedenle gerçekte oyuncağın kendisinden çok onun nasıl kullanıldığı önemlidir. Çocuklar evdeki herhangi bir nesneyi, kalemmiş, telefonmuş, tabakmış, kaşıkmış, bebekmiş vs. gibi kullanabilir ve bu bir nesneyi ötekinin yerine kullanabilme, hayal edebilme ve mış gibi yapabilme becerisi çok önemli gelişimsel bir adımdır. Ötekinin farkında olmayı, ilişkide olmayı müjdeler.

Çok zor şartlarda, hatta savaşta bile çocukların oyunları devam eder. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 31. Maddesinde çocuğun oyun oynaması temel hak olarak tanımlanmaktadır. Her çocuğun özgürce ve sağlıkla oyunlar oynadığı bir dünya umuduyla…