Birçok kişi sınavdan ya da bir performanstan önce endişeli hissedebilir. Aslında bir miktar kaygı, yaşamı sürdürmek, hedeflere ulaşabilmek ve başarılı olabilmek için de gereklidir. Ancak kaygı abartılı olduğunda, başa çıkma, sonuca ulaşabilme ve başarılı olmanın önüne geçer.
Sınav kaygısı olan bireyler, sınav öncesinde ve sırasında yoğun bir endişe yaşarlar, sınav sırasında aslında bildikleri bilgileri hatırlamakta ve ortaya koymakta zorlanırlar ve eş zamanlı olarak sıkıntı hali, terleme, çarpıntı, mide bulantısı, karın ağrısı gibi bedensel belirtiler gösterebilirler. Sıralanan belirtiler çocuğun, gencin performansını etkiler ve bu yüzden bazen sınavı tamamlamakta zorlanabilirler. ‘Başarılı olamıyorum, sınavım kötü geçecek, bu konuda başarısızım, çok konu var, yetiştiremeyeceğim’ gibi olumsuz düşünceler yoğundur.
Sınav kaygısı olan çocuk ve gençler kaygıya yatkın, mükemmeliyetçi bir yapıya sahip, başarısızlığa tahammül etmekte zorlanıyor olabilirler. Çevrenin beklentilerinin yüksek olması da endişeyi artıran bir faktör olabilir.
Sınav kaygısına müdahalede önemli olan, gerçekçi olmayan olumsuz düşünceleri çalışabilmektir. Sınav öncesinde ve sırasında, bu düşünceleri sorgulamak, olumlu uyumlu olan alternatifleri ile yer değiştirmek, sınav sırasında kaygıyla baş edebilmeye dair stratejiler geliştirmek (nefes alma, gevşeme egzersizleri vs.) kullanılan yöntemler arasındadır. Çevrenin sahiplenici olması, destekleyen, karşılaştırmayan ve eleştirmeyen bir tutum sergilemesi, ailenin duygu düşünce paylaşımına açık olması çocuk ve gencin kaygısı ile baş etmesinde önemlidir.
Sınav kaygısı günlük hayatın işleyişini etkiler hale geldiğinde, başarıyı önemli ölçüde etkilendiğinde, çocuk ve gençte zorlanmaya neden olduğunda, uyku yemede etkilenmeye neden olduğunda, uygunsuz baş etme stratejileri (çalışmaktan kaçınma gibi) ortaya çıktığında psikiyatrik destek almak gereklidir.